"Stil Felsefem: Sade, Zamansız ve Sofistike"

“Kıyafetler yalnızca dış görünüşümüzün değil, aynı zamanda içsel enerjimizin de bir yansımasıdır” diyen Pınar Hotiç ile Sarıyer’deki yeni taşındıkları evinde buluştuk.

"Stil Felsefem: Sade, Zamansız ve Sofistike"

Başarılı bir iş kadını, iyi bir anne, sağlıklı yaşlanma ve zamansız yaşam felsefesini daha geniş kitlelere ulaştırmak için çabalayan bir lider, aynı zamanda hayatın her alanında çevresine farklı şekillerde ilham veren biri Pınar Hotiç. Tüm bunlar bir yana dursun, katıldığı her ortamda stil seçimleriyle de dikkatleri üzerine toplayan biri o. Hal böyle olunca konu moda olduğunda da radarımıza giriyor. Az, öz parçalar seçiyor, minimal ve sürdürülebilir tercihler yapıyor. Ancak her zaman kendini yansıtan, ruhunu besleyen, feminen hissettiren ve yaşam enerjisini yükselten kıyafetlere öncelik veriyor. Pınar Hotiç ile Sarıyer’deki evinde buluştuk; özel bir moda sohbeti gerçekleştirirken, keyifli anlarla dolu bir çekim de yaptık.

Röportaj: İrem Orhan

Fotoğraf: Serkan Eldeleklioğlu

“Sadeliğin güçlü bir sesi olduğunu düşünüyorum. Doğal dokuları, minimalist tasarımları ve kaliteli işçiliği ön planda tutuyorum. Klasiklerle cesur parçaları da kombinlemeyi seviyorum.”


İrem Orhan: Neler yapıyorsunuz şimdilerde, yeni yılın ilk iki ayı bitti bile, nasıl geçti sizin için?

Pınar Hotiç: Yeni yıl benim için her zaman yeni bir başlangıç enerjisi taşır. Bu yılı da bir yenilenme ve tazelenme fırsatı olarak görüyorum. 2025, hem kişisel hem de profesyonel anlamda daha fazla üretmek, öğrenmek ve paylaşmak istediğim bir yıl olacak. Bu günlerde, hem yeni taşındığım evimde ve hem de doğanın içinde daha fazla vakit geçirerek, hem bedensel hem de ruhsal olarak dengemi güçlendirmeye odaklanıyorum. Aynı zamanda projelerimi yeniden şekillendiriyor, özellikle sağlıklı yaşlanma ve zamansız yaşam felsefemi daha geniş kitlelere ulaştırmak için planlar yapıyorum. Yıl, şimdiden üretken ve ilham dolu bir başlangıç yaptı.


İ.O: Modayı ve trendleri de çok yakın takip ediyorsunuz, kendinize özgü bir çizginiz de var; siz şu anda en güncel haliyle kendi stilinizi nasıl tanımlarsınız?

P.H: Çok teşekkür ederim, aslında modayı ve trendleri pek yakından takip etmiyorum, içimden nasıl geliyorsa o şekilde giyiniyorum hatta özel günlerde dahi çok önceden planlamayı sevmiyorum, o günkü ruh halim nasılsa ona göre giyiniyorum. Tarzım zamansız, sade ama sofistike diyebilirim. Sadeliğin güçlü bir sesi olduğunu düşünüyorum. Doğal dokuları, minimalist tasarımları ve kaliteli işçiliği ön planda tutuyorum. Klasiklerle cesur parçaları da kombinlemeyi seviyorum. İçinde tam olarak ben hissettiğim ve rahat ettiğim kombinleri tercih ediyorum. Ayrıca yaş aldıkça renk konusunda daha cesur olmaya başladım.


İ.O: Geçmişten bugüne dönüp baktığınızda kendi tarzınız ve seçimlerinizde nasıl değişimler görüyorsunuz? Ayrıca değişmeyen şeyler de var mı?

P.H: Gençlik yıllarımda daha cesur ve deneysel tercihlerim vardı. Zamanla daha az ve öz parçayı seçmeye başladım. Minimal ve sürdürülebilir tercihler önceliğim oldu. Ancak her zaman kendimi yansıtan, ruhumu besleyen, feminen hissettiren ve yaşam enerjimi yükselten kıyafetlere öncelik verdim. Bu hiç değişmedi.


İ.O: Stilinizle ilgili de sıkça iltifat alıyorsunuzdur; şimdiye kadar duyduğunuz en güzel şey neydi?

P.H: En güzel iltifat, “Sadelik içinde şıklık yaratıyorsunuz, ilham oluyor ve ışık saçıyorsunuz” oldu. Bu, benim hem tarz hem yaşam felsefemi özetliyor. Çünkü ne giyinirsek giyinelim enerjimiz her zaman giysilerimizden daha çok bağırır.



İ.O: Günlük stilinizin anahtar parçası nedir diye sorsak...

P.H: Beyaz gömlek ve kaliteli bir çift loafer. Hem rahat hem de şık bir denge sağlar. Ve tabii ki içinde iyi hissettiğim rahat fitness kıyafetlerim vazgeçilmezim.


İ.O: Kıyafet seçimleri ve özgüven ile kişinin kendini iyi hissetmesi arasında bir bağ var mı sizce?

P.H: Kesinlikle var. Kıyafetler yalnızca bir dış görünüm değil, aynı zamanda içsel enerjimizin bir yansımasıdır. Doğru kıyafetler kişinin enerjisini yükseltir, duruşunu değiştirir. Kıyafet, kendimizi dış dünyaya anlatma biçimimizdir ve bu özgüvenle başlar.


İ.O: Bazen kıyafet seçimlerinizle eleştiri aldığınız da oluyor mu? Daha doğrusu bu konuda eleştiri kabul etmeyenlerden mi yoksa her eleştiriyi değerlendirenlerden misiniz?

P.H: Pek eleştiri almıyorum ama eleştiriyi her zaman bir gelişim fırsatı olarak görürüm. Ancak stil kişiseldir ve yaratılması yıllar alır, yaşam deneyimimizi taşır. Bu nedenle her yorumun benim tarzım ve değerlerimi yansıtıp yansıtmadığına dikkat ederim.


İ.O: Vintage peki, sever misiniz, yakınlığınız nasıl?

P.H: Çok vintage kullanan bir tarzım yok. Ama Vintage parçaların ruhu, sürdürülebilir olması ve hikayesi beni çok etkiler. İyi seçilmiş bir vintage parça, stilime arada derinlik katabilir.



İ.O: Sizce bir tasarımda farklılık ve özgünlük mü daha önemli yoksa kullanılabilirlik mi? Ne dersiniz, siz genelde tercihinizi hangisinden yana kullanıyorsunuz?

P.H: İkisinin dengesi benim için önemli. Farklılık ve özgünlük cezbedici olsa da, kullanılabilir olmayan bir tasarım uzun vadede işlevsiz kalır.


İ.O: Ayrıca mesela ayakkabı, çanta ya da bir küçük elbise fark etmez, size göre bir tasarımı arzu nesnesi yapan şey nedir?

P.H: Zamansızlık ve işçilik. Basit ama ustalıkla tasarlanmış detaylar bir parçayı vazgeçilmez yapar. Zarafet ve detaylardaki incelik çok önemli.


İ.O: Aksesuar ve kıyafet arasındaki ilişki hakkında ne düşünüyorsunuz?

P.H: Aksesuarlar, kıyafeti tamamlayan ve kişiliği yansıtan unsurlardır. Az ama etkili aksesuarları tercih ediyorum. Doğru aksesuar, bir görünümü zamansız ve unutulmaz kılabilir.


İ.O: Okuyucularımıza tamamen kendilerine ait bir stil yaratmak ve onu geliştirmek konusunda verebileceğiniz tüyolar olur mu?

P.H: Kendi bedeninizi ve tarzınızı tanıyın. Moda trendlerinden ziyade size neyin yakıştığına ve içinde gerçekten iyi hissettiniz parçalara odaklanın. Az, öz, kaliteli ve zamansız parçalar seçmek her zaman iyi bir yatırımdır.



İ.O: Dünyada şimdilerde işlerini en çok beğendiğiniz tasarımcılar kimler? Ve son beğeniyle takip ettiğiniz iş birliği?

P.H: Jacquemus’un modern ve cesur çizgisini çok beğeniyorum. Elisabetta Franchi ye bayılıyorum. Gabriela Hearst’in zamansız ve sürdürülebilir tasarımlarını çok beğeniyorum. Ayrıca Hermes’in minimalist ama çarpıcı çizgisi beni etkiliyor. İş birlikleri açısından Loewe x Paula’s Ibiza koleksiyonunu ve Zoe Kravitz ve Yves Saint Laurent iş birliğini sevdim. Bana çok doğal akışında geldi, zorlama değil.


İ.O: Sezon trendleri arasında favorileriniz neler?

P.H: Doğal kumaşlar ve yumuşak renk tonları. Özellikle rahat ceketler. Sıcacık kaşmirler ve vegan deriler.


İ.O: Sezonda gardırobunuzun demirbaşı nedir?

P.H: Oversize bir kaşmir kazak ve iyi kesimli bir pantolon. Boğazlı kazaklar hep favorim.


İ.O: Sezon trendleri arasında “asla giymem” dediğiniz bir parça var mı?

P.H: Aşırı logolu ve gösterişli parçalar. Çok büyük parça leoparlar.



“Aksesuarlar, kıyafeti tamamlayan ve kişiliği yansıtan unsurlardır. Az ama etkili aksesuarları tercih ediyorum. Doğru aksesuar, her görünümü unutulmaz kılabilir.”



İ.O: Peki, sezonda kullanmayı en sevdiğiniz renkler hangileri?

P.H: Krem, bej, toprak tonları ve bordo.


İ.O: Kendiniz için yaptığınız son alışveriş nedir?

P.H: Zamansız bir kaşmir palto aldım. Bir de spor ayakkabı. 


İ.O: Modada sürdürülebilirlik üzerine son yıllarda çok fazla görüş ortaya atılıyor. Röportajımızı sonlandırmadan önce; sizin sürdürülebilir modaya katkı için yaptığınız bir şeyler var mı?

P.H: Minimal bir gardırop oluşturup az ama kaliteli alışveriş yapmaya özen gösteriyorum. Ayrıca öncelikle yerel ve sürdürülebilir markaları tercih ediyorum. Ayrıca alışverişlerimde her zaman “Az ama öz” felsefesine bağlı kalıyorum. Her sene gardırop temizliği yapıyorum ve giymediklerimi bağışlıyorum.


İ.O: Uzak ya da yakın vadeli gelecek planlarınızla ilgili neler söylemek istersiniz?

P.H: 2025’in hepimize iyilik ve güzellikler getirmesini yürekten diliyorum. 2025’e hem profesyonel projeler hem de kişisel hedeflerimle güçlü bir şekilde başladım. İnsanları iyi hissettiren, yeni bilgiler öğrenirken de pozitif hissetmelerini sağlayacak işler yapmak istiyorum. İyi ve sağlıklı yaş almaya dair güzel projelerim var. Hem dijitalde hem de yüz yüze daha geniş kitlelere ulaşmak istiyorum. Bir yandan Restart sağlıklı yaşam buluşmalarının mayıs başında 7’ncisini yapacağız. Onun yoğun hazırlık çalışmaları var, ayrıca bu sene markalarla birlikte sağlıklı yaş alma ve menopoz farkındalığını artırmak için özel projeler gerçekleştirmeyi istiyorum. Yurt dışında heyecanla almayı beklediğim bazı eğitim ve seminerlerim olacak. İyi ve sağlıklı yaşam felsefemi anlattığım bir kitap yazma hayalim var. Ayrıca ailemle hem daha fazla seyahat etmek hem de doğada daha çok vakit geçirmek istiyorum.